Bazı sabahlar kahve içmek için değil, yalnız olduğunu hissetmemek için bir kafeye gidersin. Siparişin genelde aynıdır: Ice americano. Ne çok tatlı, ne çok sıcak. Soğuk ama sert. Tıpkı içindeki duygu gibi.
Buzların çıkardığı hafif ses ve kahvenin acılığı, konuşulmayan duyguların yankısı gibidir. İnsan, kalabalık bir kafede bile kendini yalnız hissedebilir. Etrafında onlarca kişi varken, sadece kendine eşlik ediyor olmak garip bir çelişkidir.
Ice americano, belki de yalnızlığı saklamanın kibar bir yoludur. İçerken kimse senin ne düşündüğünü bilmez. Sert içimli bir kahve içiyorsundur sadece. Ama aslında o kahvenin her yudumu biraz sessizlik, biraz düşünce ve biraz boşluktur.
Bazen düşünürüm, neden sıcak değil de soğuk kahve? Belki de soğuk olan sadece kahve değildir. Belki içimizde bir yerlerde bir şeyler uzun zaman önce üşümeye başlamıştır ve biz fark etmeden ona alışmışızdır.
Yalnızlık sessizdir. Tıpkı eriyen buzlar gibi, zamanla çözülen ama ses çıkarmayan bir şeydir. Kahve biter, bardak boşalır ama hisler kalır. Ve sen yeniden ayağa kalkar, hayatın ortasında bir adım daha atarsın. Belki bir sonraki kahveyle biraz daha az yalnız olursun, kim bilir?
yanlislikla hesabimi sildim tekrar karsima ciktigin icin mutluyum😭😭
Neden ıce americano kızı olduğumu anladım😞